Ayrıca öğreneceğiniz bir şey de neredeyse kiloyla alışveriş yapılıyormuş havasındaki outletler.. Bunlarda gayet bir süpermarket arabası ile gezer, arabanızı tepeleme doldurur, kasaya zor ulaşır, ödeme yapar, yükte ağır, pahada hafif eşyalarınız ile evinize yada otelinize geri dönersiniz. Bu sebeple eğer amacınız yeni sezon, harika ürünler yakalayıp çılgın bedeller ödemek değilse beni takip edin..
Öncelikle NY ve NJ de alışveriş karşılaştırmasına girdiğimizde belirtmem gereken en önemli şey KDV (tax) olayıdır. NJ'de eyalet olarak vergi uygulanmaz, bu sebeple de alacağınız hiç bir şeyin fiyatına kasada ekstra bir ücret yansıtılmayacaktır. Oysa NY, en yüksek vergi oranlarından birine sahip bir eyalettir ve aldığınız her şeyin kasada etiketinden çok daha pahalıya mal olduğuna tanık olacaksınız..
Ayrıca öğreneceğiniz bir şey de neredeyse kiloyla alışveriş yapılıyormuş havasındaki outletler.. Bunlarda gayet bir süpermarket arabası ile gezer, arabanızı tepeleme doldurur, kasaya zor ulaşır, ödeme yapar, yükte ağır, pahada hafif eşyalarınız ile evinize yada otelinize geri dönersiniz. Bu sebeple eğer amacınız yeni sezon, harika ürünler yakalayıp çılgın bedeller ödemek değilse beni takip edin..
1 Comment
Gerçekten de gidip görmeniz gereken yerleri güzel özetleyen bir harita. Hele de New York'ta çok da uzun bir zaman geçirmeyecekseniz, bu haritada gördüğünüz noktalara uğramanız sanırım çok çok yeterli olacaktır. Bir Brooklyn köprüsünden yürümek, SoHo'da gezinip, minik dükkanları karıştırmak, GreenwichVillage'da sevimli cafe/restaurantlarda yemek yemek, bu çevrede bir otelin ya da binanın çatı katındaki terasında yer alan gece klüplerinden birine gitmek, Grand Central garını görüp, bir süre insanları izlemek, Rockefeller Center'da kış ise buz pateni yapmak, yaz ise bir soğuk içecek alıp dinlenmek, Central Park'ta kaybolmak, mutlaka bir Broadway müzikaline gitmek, en azından MoMa ya da Metropolitan müzesini gezmek ve Guggenheim müzesine (en azından) bir girip çıkmak (sergiyi gezmeyecekseniz bile binanın içine girip bakmalısınız, ancak en üst kattan mimarisinin ne kadar harika olduğu çok dhaa iyi anlaşılıyor ne yazık ki!) sanırım New York'a gidip yapmadan dönmemeniz gereken şeyler..
The Breakers Mansion
New Port Evleri yada bence sarayları diyelim, gidilip görülmesi gereken yerlerden biri bence kesinlikle. Burada zenginlerin tarihi olan ve genellikle yalnızca yaz aylarında gelip kullandıkları saray yavrusu, yazlık evleri yer alıyor. Genel olarak isimlerini ailelerin soyadlarından alıyorlar. Mesela beni en çok etkileyen "The Breakers", Breakers ailesinin yazlık evi. Aslında tahmin edersiniz ki 1800'lerin sonu 1900'lerin başında yapılan bu ev bir başka Avrupa ülkesinde göreceğiniz gibi "tarihi" değil ancak 16. yüzyıl mimarisinden esinlenerek yaptırılmış olması ona bu havayı veriyor. Gerçekten bu çok görkemli evlerden en azından bir kaçını gezmenizi, bu bölgede biraz zaman geçirmenizi öneririm. Bilgi almak için her birine tıkalayabilir, New Port Mansions sayfasına ulaşabilirsiniz: The Breakers, The Elms, Marble House, Rosecliff, Green Animals, Chateau-sur-Mer, Kingscote, Isaac Bell House, Hunter House, Chepstow. Ayrıca yine burada her yıl yapılan çiçek festivallerine, şarap ve peynir günlerine, uçurtma festivallerine, golf turnuvalarına da katılabilirsiniz.. Bu sebeple mutlaka websitesine bakarak yıllık etkinlik takvimini incelemelisiniz.. Afyonkarahisar’dayız. Afyon denince akla ilk gelenler tabi ki yemek üzerine. Sucuk seçeneğini değerlendirmek için can atıyoruz. Önce aklımıza ilk gelen yerler aslında klişe; Dinlenme tesisleri! Varan’a mi gidelim yoksa Cumhuriyet’e mi derken, haydi soralım birilerine "Ne de olsa Afyon’un yerlisi bizden iyi bilir" dedik ve bir tarif aldık: Rafet Usta’nın mekanı. Sabır taşı çatlamış olsa da menüyü inceliyoruz.. |
konu
All
tarih
May 2015
|