Söylediğim bir çok yere ilişkin çok yakında yazı yazacağım ama şimdilik şu blog'a da göz atabilirsiniz. Tüm bahsi geçen çevre yerler hakkında bilgi/fotoğraflara ulaşabilirsiniz böylece. (http://smallfishinthebigtaco.blogspot.com)
Marsilya'nın en meşhur ürünlerinden biri sabunları. Özellikle lokal anlamda bakarsanız lavantalıları diyebiliriz ancak mesela ben tarçınlı, vişneli ve portakallılarına bayıldım.. Her yerde sabuncular var ve fiayları da az çok aynı ancak biz özellikle Gallerie Lafayette'de baktık ve o kadar çok çeşit vardı ki anlatamam. En ucuzlarının kalıbı 1,5 euro civarı idi. Buradan eşe-dosta götürülebilecek en iyi hediye sabun bence aklınızda olsun.
Şimdilerde İstanbul'da da popüler mekanlar arasına girmiş bulunan Mama Shelter akşam yemeği ve konaklama için tercihimiz oluyor. Bu konuda süper gururlu değiliz aslında. Lokasyonunu çok övemeyeceğim Mama Shelter'ı akşam yemeği için de çok öneremeyeceğim aslına bakarsanız. Özellikle buranın atıştırmalıkları (peynir tabağı yada kalamar tava gibi) eşliğinde kokteyllerini önerebilirim. "Mama Loves You", "Mamapolitan" ve "Sexy Summer" benim tercihlerim oldu. Sokağı güzel yerlere çok uzak değil ancak çok yakın da değil. Merkezde olmasına karşın biraz yokuş üzerinde kalıyor ve nedense çevresinde bir kaç iyi sokak olmasına rağmen geri kalan sokaklar çok ıssız ve iç karartıcı. Çevrede dolaşan insanlar bir korku yaratıyor insanda. Kısacası belki öyle değildir ama hiç de tekin bir mahalle imajı yaratmıyor bizde. Otelin kendisine ait sahilde plajların yer aldığı bölgede bir alanının olması ve otel müşterilerinin buradan yararlanabilmesi güzel, ancak aşağıdaki haritadan da görebileceğiniz gibi bir otobüs yada taksi vasıtası ile gitmeniz gerekmekte. Odaları çok güzel ve rahat, restaurantı da özellikle akşamları gayet keyifli bir bar havasında olduğu için yine de herşeye rağmen önerebilirim.
Görmeden dönmemeniz gereken belki de tek yer. Gerek manzarası, gerek mimarisi, gerekse ortamıyla kesinlikle uğramanız gereken yer bu müze. Müzenin bir kaç girişi var, dilerseniz aşağıdan girip, yukarıdan köprüyü geçerek çıkabilir,dilerseniz de tam tersini yapabilirsiniz. Gitmeden önce resimlere bakarsanız ne demek istediğimi anlayacaksınız. Dolayısı ile müzelere (yada bu tip modern sanatlara) karşı en ufak bir ilginiz yoksa bile botanik bahçe havasındaki terasında manzara eşliğinde bir kahve içmeye gitmelisiniz. MUCEM'in hemen yanında yer alan görkemli Katedrali de buradan görmeniz mümkün.
Opera bölgesinde yer alan hemen Port'un hemen kıyısında yer alan sokaklardan azıcık içeri girince yer alan bu küçük meydan gerçekten akşam yemeği için iyi bir tercih olacaktır. Restaurantların her biri birbirinden renkli ve güzel, akşam saatlerinde de kalabalık olduğu için keyifli bir gece için bu bölgeyi tercih edebilirsiniz. Özellikle de önerimi
Mucem'in tam karşısında, denizin altından geçen tünel ile ulaşılabilen, aksi halde tüm Port'u dönerek varabileceğiniz Pharo'dan manzara bir harika. Burada yer alan eski bir saray ve bir kaç heykel ve bahçeyi saymassak, esasen buraya gelme sebebiniz manzara olacaktır. 1904'te halka kazandırılarak Tıbbiye binası olan Pharo Sarayı günümüzde konferans salonu olarak restore edilmiş ve içinde halka açık bir de restaurant bulunuyor.
Görülmesi gereken bir diğer yer ise meşhur Katedral. Buranın da yine manzarası ve mimarisi gerçekten çok güzel, dolayısı ile çıkmadan Marsilya turunuzu tamamlamış sayılmazsınız. Buraya ulaşım için belediye otobüslerine binebileceğiniz gibi Port'un kıyısında, Mucem yolunda duraklarını görebileceğiniz turist tren ve otobüsleri ile de gidebilirsiniz. Dönüşünde de aynı şekilde dönebilir yada yokuş aşağıya yürüyebilirsiniz. Dönüş sırasında otelimiz ve çevresindeki yürüyüşlerimizin aksine biz gerçekten Marsilya sokaklarında dolaşmaktan keyif aldık.