Roma ROMA
Sanırım hızlıca bu yazımı hiç görmeseydiniz de zaten yapacağınız şeylerden bahsedip, sonra da kişisel fikir / deneyim ve önerilerime geçersem daha mantıklı olacak. Evet tabiki Roma’nın hatta belki de italyanın en meşhur çeşmesi Fontana di Trevi: Aşk Çeşmesi’ne gidecek ve bir dilek tutacaksınız. Mesela burada önerim hele de romantik bir tatilde ya da arkadaşlarınızla beraber eğlenceli bir tatilde iseniz, çevrede yer alan bir sürü içki dükkanı olacak, oralardan birini seçip bu dileğinizi kutlamak için bir şişe şampanya alın, ya da hatta marketten bile alabilirsiniz çünkü
burada ki marketlerde çok güzel çeşitlerde şampanyalar yer alıyor.. Hemen çeşmenin çevresinde hem harika içki dükkanları hatta mahzenler, hem de çok lezzetli bir dondurmacı yer alıyor! Sonra tabiki hepiniz, yine çok meşhur İspanyol Merdivenleri’ne gideceksiniz. Orada Vittorio Emanuele II heykelini göreceksiniz.. Yukarı çıkan asansörden yararlanarak Roma’nın en harika manzaralarından birine şahit olabilirsiniz. Şehrin bir diğer sembolü haline gelmiş Colosseo: Kolezyum’da gezilmez ise olmazlar listemizde baş sırada pek tabiki. Burası 50,000 kişiden fazla insan alabilen bir arena. MÖ 72 yılında yapımına başlanmış olması ve M.S. 80 yılında tamamlanarak bugüne gelmiş olması bence hayranlık verici. Ayrıca burada bir zamanlar o filimlerde izlediğimiz Gladyatörler vardı,inanabiliyor musunuz? Bence bu çok ilginç! Yine hemen burada yer alan Forum ve Pantheon Kilisesi’de kaçırılmayacak eserler. Aslında bir tapınak olarak yapılan bu yer sonrasında kiliseye dönüştürülmüş. Ancak bu sebeple de gerçekten çok görkemli, çok eski ve büyüleyici. Yine burada da içerisinden geçip gidebileceğiniz, vaktiniz varsa ve hava güzelse biraz zaman geçirmek için Londra’nın Hyde Parkı, New York’un Central Parkı gibi buranın da Villa Borghese Park’ı var ya da bahçeleri diyelim adı öyle çünkü.
burada ki marketlerde çok güzel çeşitlerde şampanyalar yer alıyor.. Hemen çeşmenin çevresinde hem harika içki dükkanları hatta mahzenler, hem de çok lezzetli bir dondurmacı yer alıyor! Sonra tabiki hepiniz, yine çok meşhur İspanyol Merdivenleri’ne gideceksiniz. Orada Vittorio Emanuele II heykelini göreceksiniz.. Yukarı çıkan asansörden yararlanarak Roma’nın en harika manzaralarından birine şahit olabilirsiniz. Şehrin bir diğer sembolü haline gelmiş Colosseo: Kolezyum’da gezilmez ise olmazlar listemizde baş sırada pek tabiki. Burası 50,000 kişiden fazla insan alabilen bir arena. MÖ 72 yılında yapımına başlanmış olması ve M.S. 80 yılında tamamlanarak bugüne gelmiş olması bence hayranlık verici. Ayrıca burada bir zamanlar o filimlerde izlediğimiz Gladyatörler vardı,inanabiliyor musunuz? Bence bu çok ilginç! Yine hemen burada yer alan Forum ve Pantheon Kilisesi’de kaçırılmayacak eserler. Aslında bir tapınak olarak yapılan bu yer sonrasında kiliseye dönüştürülmüş. Ancak bu sebeple de gerçekten çok görkemli, çok eski ve büyüleyici. Yine burada da içerisinden geçip gidebileceğiniz, vaktiniz varsa ve hava güzelse biraz zaman geçirmek için Londra’nın Hyde Parkı, New York’un Central Parkı gibi buranın da Villa Borghese Park’ı var ya da bahçeleri diyelim adı öyle çünkü.
Kesin yapılacakları geçtiğimize göre kaldığımız otelle başlayım anlatmaya:
Hotel EUROSTARS Aeterna (Via Casilina,125 / Piazza del Pigneto 9a , Rome , Italy) da kaldık biz. Gerçekten çok temiz, çok şık ve güzel bir oteldi. Odaları geniş, rahat ve çok moderndi. Belli zamanlarda çok pahalı olabilirken, bazı hallerde de makul fiyatlara kalabileceğinizi düşünüyorum, bu sebeple mutlaka booking.com gibi bir siteden fiyatları karşılaştırın. Ulaşımı rahattı. Hemen önünde otobüs durağıvardı, otobüsler merkez istasyon Termini’ye gidiyordu. Her bir biniş 1 euro idi ve günlük kartta sanırım 4 euro idi. Yani biz aktarma yapmak suretiyle sanırım 10’luk kartlarla 4 gün geçirdik.. Dolayısı ile bize ulaşım fazlasıyla ucuz geldi, ki otelimiz pek yürümeye uygun bir lokasyonda da değildi. Ayrıca tüm turistik yerlere metro var ve metro durakları üzerinde de neleri görmek için orada inmeniz gerektiği yazıyor. O yüzden toplu taşımayı öneriyorum. |
Biz ayrıca Termini istasyonunda yer alan Locauto’dan araba kiralayarak Floransa’ya da gittik. 4 kişi, benzin, otoban ve otopark dahil sanırım gidiş-dönüş ulaşım 40 euro’ya mal oldu, kesinlikle öneririz. Ancak otomatik vitesli araba kiraladığınız anda çok pahalı oluyor o yüzden grupta manuel vites kullanan kimse yoksa ya bu işten vazgeçin ya da daha pahalıya mal olacağını bilin. İşin komik yanı arabayı kiraladıktan sonra farkettik ki şehirde yer alan tüm arabaların mutlaka bir yeri vuruk, kırık çizik.. hatta en yeni çıkan model arabaların bile başına birşeyler mutlaka gelmiş.. O yüzden biraz tehlikeli bir trafiği olduğundan şüpheleniyoruz, ama stajımızı Türkiye’de yaptığımız için biz bir sorun yaşamadık :) |
Şarap için : Mutlaka en azından bir kere Prosecco denemenizi öneriyorum! Böyle gazlı bir beyaz şarap gibi ama zamanla gerçekten alışıyorsunuz ve hoşunuza dahi gitmeye başlıyor, inanın bana.. Biz Roma’da geçirdiğimiz 5 günde, her gün 1 şampanya, 1 şarap ve 1 prosecco denemek sureti ile sanırım yorum yapabilecek deneyimi kazandık. Bunun yanında satın almadan önce denediklerimiz de cabası.. Size önereceğim Prosecco markalarına gelirsek (fiyat/tat orantısını baz alarak) Martini and Mionetto.
Ayrıca satın almak ve denemek için de; Roscioli (via dei Giubbonari, 21), Palatium (Via Frattina 94 - Via Condotti ve İspanyol Merdivenleri’ne çok yakın), Vino Al Vino ve bir de Vatikan’a yakın bir restaurantın içinde yer alan dükkanını da öneriyorum, Il Simposio di Constantini(Piazza Cavour, 16). Roma da yer alan şarap ile ilgili etkinlikler için bu sayfayı incelemenizi de öneririm: http://www.vinoroma.com/ |
Geleri ve Müzeler: Roma’da her yerde karşınıza çıkacak ismi sanırım siz de biliyorsunuz, evet Michelangelo! Capitoline Müzesi, Geleri Borghese ve Palazzo
Barberini Galleria Nazionale d'Arte Antica bence bu konuda ziyaret edilmesi şart olan noktalar. Ancak çok da ilgilenmiyorum ben böyle şeylerle diyorsanız, sokaklarda pür dikkat dolaşın ve her bir sanat eserini yakalayın,şehri yaşayın. Bunun da size çok geniş bir vizyon katacağı kanısındayım. Bu noktada itiraf etmeliyim ki en beğendiğim şehirlerden biri Roma benim. Sanat dışında makarna ile ilgili iseniz Makarna Müzesi (Pasta Museum), bir hastane içinde yer aldığı için değişik gelebilecek Museum of the Sanitary Arts, cinayetlerle ilgilenirseniz Roma Cinayet Müzesi (Rome Crime Museum) ve son olarak da yine Roma yakınlarında yer alan Sacred Heart Kilisesi içinde, yakıldıktan sonra yaşama geri döndüğü iddia edilen insanlara ait tuhaf belgelerin sunulduğu Museum of Purgatory bulunuyor, burada yataklarda yanık izleri, kitaplarda parmak izleri ile insanların korkmasına sebep olan eserler var. Piazzaları gezin (Yani Meydanları!) Piazza, İtalyanca da meydan demek ve şehirde bir sürü meydan bulunuyor. Bunların hepsinin bir özelliği var ve her birinin çevresinde de çok çok güzel aktivite/cafe/butik gibi yerler bulunuyor. Piazza di Spagna İspanyol Merdivenleri ile meşhur, Piazza di TreviAşk Çeşmesi ile biliniyor, Piazza Del Popolo, Nadia çeşmesi ile Piazza della Repubblica, Piazza del Campidoglio, Piazza Venezia via del Corso’dan Victor Emmanuel II heykeline doğru yürürken, Piazza Navona Bernini’nin harika çeşmesinin yer aldığı meydan.. |
Yemek Önerilerim :
Rampa (Piazza Mignanelli 18) Özellikle harika mezeleri, inanılmaz da bir deniz ürünlü makarnası vardır. Meze kısmında açık büfe uygulanıyor ve dilediğiniz gibi tabağınızı dolduruyorsunuz. Ayrıca tatlılarından bahsetmek dahi istemiyorum. Hemen İspanyol Merdivenleri'nin yanında.. Agata e Romeo (Via Carlo Alberto 45) Arancio d’Oro (17 Via Monte D’Oro) Dondurma : San Crispino Ice-Cream via Flaminia (Santa Maria del Popolo kilisesine yakın) İtalyan mutfağı değil ve fast-food bile sayılır ama: Wok : bizim Termini istasyonuna her gittiğimizde minik minik bir şeyler söylediğimiz, ekonomik denebilecek ve lezzetli uzak doğu restaurantı. Aslında ortamını düşünürsek büfesi de diyebiliriz. Bir kaç masa ve bar tarzı bir bölümden oluşuyor oturma kısmı. Tempuralarını özellikle öneririm! Bu da menüsü ----> |
Bibli ve Caffè Letterario ise farklı bir sebeple bu listedeler, bunlar kitap okuma-kafeleri/barları. Buralarda bazen sanatçılar bazen yazarlar bazen de öğrenciler ile bir araya gelerek kitap okuyabiliyor, ya da bir kadeh şarap eşliğinde bu kişiler ile hoş sohbetlere katılabiliyorsunuz.
Opera’da kendinizi şımartabilir ve denk gelirseniz bir konsere, müzikale ya da gösteriye gidebilirsiniz.
Opera’da kendinizi şımartabilir ve denk gelirseniz bir konsere, müzikale ya da gösteriye gidebilirsiniz.
Vatikan:
St Peter meydanı, St Peter's Bazilki, Vatikan Müzesi ve Sistine Şapel’i ile bırakın çevrenizi Michelangelo'nun sanatı sarsın.